Malatya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63160.773$

YENİ BİR ZAFERİN HİKAYESİ

06 Ağustos 2019, Salı 14:53
Hani bazı anlar vardır ve o anların tarifini hiçbir şekilde yapamazsın kelimeler dilinde düğümlenir ya…

Hani bazı anlar vardır bitmesini, geçmesini istemez, zamanın o kısa aralığında çadır kurup kamp yapmak istersin ya.

Siz ister buna zafer deyin, ister ‘büyütülecek bir olay değil’ deyin…

Bu yıllardır ilmek ilmek işlenen bir sürecin sonucudur…

Bu sabrın, inancın, azmin eseridir.

Çocukluğumuzdan itibaren bize hep en büyük zafer olarak Balkan Kupası anlatıldı.

‘Sen hatırlamazsın, o zaman Yunanistan’ın bir takımı Malatya’ya gelmişti de tüm Türkiye Malatya ile yatıp kalkmıştı’ cümlesi kulağımıza söylendi durdu.

Sonrasında Basel maçıyla paçasından tutulacak yeni bir zafer hikayesi şehrin dört bir yanını sardı, bizim jenerasyon da kendinden küçüklere onu anlattı şu yıla kadar. 

Ve gün geldi devran döndü ‘yeni bir zafer hikayesinin yazılmasının vaktidir’ dedi bize Yeni Malatyaspor. Hem de nasıl Avrupa’ya futbol dersi vererek, hem de nasıl insanlıktan nasibini almamış ırkçı, sözüm ona her platformda çağdaşlık edebiyatı şovu yapan mahluklara. 

Şimdi ‘içimizdeki Slovenyalılar’ yine çıkıp bu zaferi kartondan zafere çevirmeye çalışacaktır eminim.  

Lütfen kulak asmayın siz onlara.

Bu özünde bir şehrin nasıl yeniden küllerinden doğup, istenildiğinde ülke sınırları dışında bile seni küçümseyenlere nasıl anlamlı bir ders verebileceğinin tarihi bir örneğidir aslında.       

Duygu skalamı yukarılara vurduran bu galibiyetin içimde oluşturduğu yoğunluğu az bile yazdım…

İnşallah devamını Partizan maçı sonrasına saklıyorum.

Gelelim maça…

Geçen haftada yazdım, sahamızda 2-2 berabere kalmamıza rağmen biz bu takımdan 3 gömlek daha üstünüz diye.

Nitekim ikinci maçta iki takım arasındaki kalite farkı siyah- beyaz gibi ortaya çıktı.

Sahadaki futboldan bi haber kara gömlekliye rağmen Malatyaspor’un şiir tadındaki futbolu hem turu getirdi, hem de umutlarımızı Beydağlarının tepesine çıkardı.

Belki siz aslan payını Farnolle’ye vereceksiniz ama ben sahada mücadele eden hiçbir futbolcuyu birbirinden ayırmadan bu zaferde herkese eşit pay veriyorum.  Şimdi önümüzde yeni zaferlere yelken açmamız, adımızı gür bir nidayla herkese duyurmamız için daha büyük bir engel var, Partizan.

Biz yeter ki inanalım, yeter ki ‘vizyonsuz başkan, transferde şu futbolcu kaça satıldı, Erkan maçı kaça sattı’ benzeri, içi boş eleştirilerle ortalığı bulandırmaya çalışan tiplere kanmayıp, gerçek bir Malatyalı gibi davranalım.

Bakın o zaman neler oluyor.

ATIP TUTMAK SERBEST 

Fofana’yı alırsın ‘adamın devamlılığı yok’ deyip beğenmezler…

Türkiye’nin en faydalı pivot santraforlarından biri olan Jahovic’i alırsın ‘Konya’da kötüydü, zaten yaşı da geçmiş burada da iş yapamaz’ sözleriyle burun kıvırırlar…

Trabzonspor’un da peşinde olduğu genç- yetenekli bir sağ bek alırsın, ona da çeşit çeşit kulp takarlar…

E zaten gelirken Sergen Hoca’ya da ‘sezon başı takım çalıştırmadı, bir Sivas’ı çalıştırdı orada da başarısız oldu ’ eleştirisiyle yanlış tercih demişlerdi.

Bu adamları memnun etmek için ağzınla kuş yakalamayı geçtim, ağzından çıkan tatlı sözlerle kuşu ikna edip yere indirmeyi başarsan da yine olmaz.

Çünkü adamlar tam bir sosyal vaka!

İşte bu enteresan tipler ellerine aldıkları ve sahiplerinden daha akıllı olduklarına her iddiasına girebileceğim akılı telefonlar marifetiyle sosyal medya denilen sanal dünyada önüne gelene sayıp saydırıyorlar. 

Başta da bir yayıncı olarak ben ve benim gibi işi sadece bilgi ve belgeye dayalı konuşmak ya da o günkü gündemi yorumlamak olan programcılar mecburen bu adamlara cevap yetiştirmek zorunda kalıyor.

Sıkıysa yanlış yaptıklarını söyle, ne adamlığın kalır, ne ailen...

Tabi ki saygı çerçevesi içerisinde eleştiri yapan, tek amaçları taraftarları oldukları takımdan haber almak olanları tenzih ediyorum.

Son olarak sözüm yine bu kesime…

Biz ne zaman adam akıllı eleştiri yapmayı, karşımızdakine saygı duymayı öğrenirsek işte o zaman daha mutlu ve hayattan tat alan bireyler oluruz