SPORUMUZU YÖNETENLER
25 Temmuz 2017, Salı 20:12Malatya enteresan bir şehir…
Yaptığı işte başarılı olmuş ya da ön plana çıkmış adamları bir çırpıda çaputa (Anadolu’da genelde değersiz bez parçası anlamında kullanılır)çeviren bir şehir!
Bunun bir sürü örneği var.
En yakın örneğe gidelim mesela…
Rahmetli Özal’ın Malatya’ya kazandırdığı en önemli eser olan ve kendi adını taşıyan Turgut Özal Tıp Merkezi’nin dünya çapında ün yapmış ve bizden biri olan bilim adamı Ramazan Özdemir, üzerine oynanan alangirli oyunlara daha fazla dayanamayıp terk-i diyar eylemedi mi birkaç ay önce?
Memleketine sağlıkta çağ atlatmış bir beyin işçisi bir anda neden doğduğu toprakları ve tıpkı bir kule gibi inşa ettiği sağlıktaki yatırımlarını bırakıp da başka bir şehre yerleşir sizce?
İşte bu sorunun cevabı, bu şehrin her şeyi ile aslında çok büyük olmasına rağmen, birileri tarafından inatla ‘küçük olsun benim olsun’ mantığıyla küçük tutulmak istenmesinin arkasında yatan şifrelerde gizli.
Ramazan Hoca’nın memleketinden kaçarcasına uzaklaşmasında, sorunlu yönetici modelinin oluşturduğu sorunlar silsilesinin etkili olduğunu sanırım hepimiz biliyoruz.
Allah’ın kelamlarında yöneticilikle ilgili o kadar net, o kadar keskin ifadeler var ki, bunların çok küçük bir bölümünü idrak etmek bile, yönetici sıfatıyla hayatını sürdüren ve büyük vebal altında olan kişilere çok şey kazandırırdı bence.
Tabi bunun için en başta o yöneticinin sözde değil, özde Müslüman olması lazım!
Şimdi gelin isterseniz Malatya özelinde bakalım bu ‘sorunlu yönetici’ tiplerine…
Köşe yazdığımız sayfa spor sayfası olduğu için öncelikle spordan başlayalım müsaadenizle…
Mesela Malatya’da sporda çığır açacak bir proje, bir yenilik, bir fikir duyan, gören var mı?
Ne yapılmış bugüne kadar Malatya’nın sporunda?
Tesis?
Yapılanların hiç biri Malatya özelinde yapılmış değil!
Araştırın bakın, tek bir tesis kendi öz kaynaklarımızla, kendi öz irademizle, kendi öz fikrimizle yapılmış mı?
Yeni Stat, yeni tesisler, yeni sahalar?
Bunları zaten devlet her ile ihtiyaçları ölçüsünde yapıyor.
Hoş o tesisleri yapıp bize teslim etmelerine rağmen yine de kullanamıyoruz ya!
Sporun dışına çıktığımızda ise durumumuzun daha da içler acısı olduğu gerçeği bir tokat gibi yüzümüze çarpıyor.
Bence sporun dışındakileri bu sayfada yazıp da köşemizi bizim kaldıramayacağımız derecede ağır olan konulara kiraya vermeyelim.
Nasıl olsa yazan birileri var…
Evet kendi menfaatleri ağır basmayıp, fikri hür, vicdanı rahat olduğunda bu konuları yazan birileri var, hakkını yemeyelim kimsenin!
YENİ MALATYASPOR VE TRANSFER
‘Yeni Malatyaspor ve transfer’ bölümü bu yaz döneminde her yazımızın olmazsa olmazı oldu artık.
Yaptığı işte başarılı olmuş ya da ön plana çıkmış adamları bir çırpıda çaputa (Anadolu’da genelde değersiz bez parçası anlamında kullanılır)çeviren bir şehir!
Bunun bir sürü örneği var.
En yakın örneğe gidelim mesela…
Tabi taraftar en çok transfer haberlerine focuslanır bu dönemde…
‘Kim geldi, kim gitti’ diye gözler kulaklar haberlerde olur.
Yeni Malatyaspor’un ilk 8 transferine bakıp, izlediği politikanın başarısızlık getirme olasılığı çok yüksek demiştik geçen yazımızda.
Ancak son transferler bu ihtimali biraz eritti gibi.
Bence Yeni Malatyaspor doğru adamları almaya başladı.
Anlaşılan 2 ayaklı bir transfer politikası izleniyor…
İlk etapta orta derece oyuncular, ikinci etapta iyi oyuncular şeklinde.
Ertuğrul Hoca’nın yüzüne bakıp işlerin rayına girdiğini anlamak da mümkün aslında.
Ancak benim korktuğum bir nokta var ki, eminim siz de hak vereceksiniz.
Futbol Direktörümüz dahi Fatih Terim’in önünü açtığı ve Türkiye’yi bir yabancı futbolcu çöplüğüne çeviren yabancı sınırlamasının kaldırılması konusu Yeni Malatyaspor’u da bir çok takım gibi yerli piyasaya yüz çeviren duruma soktu.
Bakın bakalım takımlarımızda kaç yabancı, kaç yerli var?
İşte bu, Galatasaray’ın tarihinde ilk kez Avrupa kupalarından Temmuz ayında elenmesine de neden olan yabancı sorunu sanırım daha Süper Lig’deki ilk sezonunda Yeni Malatyaspor’u da olumsuz etkileyecek.
Bu kadar çok yabancının, yabancı bir ülkede, yabancılık çekmeden, lige yabancı olmayan bir takım oluşturması hiç de kolay olmayacak.
Bir cümlede bu kadar çok yabancı kelimesi kullanıyorsak, bu konu hakikaten futbolumuzu etkileyecek duruma gelmiş demektir!
Yaptığı işte başarılı olmuş ya da ön plana çıkmış adamları bir çırpıda çaputa (Anadolu’da genelde değersiz bez parçası anlamında kullanılır)çeviren bir şehir!
Bunun bir sürü örneği var.
En yakın örneğe gidelim mesela…
Rahmetli Özal’ın Malatya’ya kazandırdığı en önemli eser olan ve kendi adını taşıyan Turgut Özal Tıp Merkezi’nin dünya çapında ün yapmış ve bizden biri olan bilim adamı Ramazan Özdemir, üzerine oynanan alangirli oyunlara daha fazla dayanamayıp terk-i diyar eylemedi mi birkaç ay önce?
Memleketine sağlıkta çağ atlatmış bir beyin işçisi bir anda neden doğduğu toprakları ve tıpkı bir kule gibi inşa ettiği sağlıktaki yatırımlarını bırakıp da başka bir şehre yerleşir sizce?
İşte bu sorunun cevabı, bu şehrin her şeyi ile aslında çok büyük olmasına rağmen, birileri tarafından inatla ‘küçük olsun benim olsun’ mantığıyla küçük tutulmak istenmesinin arkasında yatan şifrelerde gizli.
Ramazan Hoca’nın memleketinden kaçarcasına uzaklaşmasında, sorunlu yönetici modelinin oluşturduğu sorunlar silsilesinin etkili olduğunu sanırım hepimiz biliyoruz.
Allah’ın kelamlarında yöneticilikle ilgili o kadar net, o kadar keskin ifadeler var ki, bunların çok küçük bir bölümünü idrak etmek bile, yönetici sıfatıyla hayatını sürdüren ve büyük vebal altında olan kişilere çok şey kazandırırdı bence.
Tabi bunun için en başta o yöneticinin sözde değil, özde Müslüman olması lazım!
Şimdi gelin isterseniz Malatya özelinde bakalım bu ‘sorunlu yönetici’ tiplerine…
Köşe yazdığımız sayfa spor sayfası olduğu için öncelikle spordan başlayalım müsaadenizle…
Mesela Malatya’da sporda çığır açacak bir proje, bir yenilik, bir fikir duyan, gören var mı?
Ne yapılmış bugüne kadar Malatya’nın sporunda?
Tesis?
Yapılanların hiç biri Malatya özelinde yapılmış değil!
Araştırın bakın, tek bir tesis kendi öz kaynaklarımızla, kendi öz irademizle, kendi öz fikrimizle yapılmış mı?
Yeni Stat, yeni tesisler, yeni sahalar?
Bunları zaten devlet her ile ihtiyaçları ölçüsünde yapıyor.
Hoş o tesisleri yapıp bize teslim etmelerine rağmen yine de kullanamıyoruz ya!
Sporun dışına çıktığımızda ise durumumuzun daha da içler acısı olduğu gerçeği bir tokat gibi yüzümüze çarpıyor.
Bence sporun dışındakileri bu sayfada yazıp da köşemizi bizim kaldıramayacağımız derecede ağır olan konulara kiraya vermeyelim.
Nasıl olsa yazan birileri var…
Evet kendi menfaatleri ağır basmayıp, fikri hür, vicdanı rahat olduğunda bu konuları yazan birileri var, hakkını yemeyelim kimsenin!
YENİ MALATYASPOR VE TRANSFER
‘Yeni Malatyaspor ve transfer’ bölümü bu yaz döneminde her yazımızın olmazsa olmazı oldu artık.
Yaptığı işte başarılı olmuş ya da ön plana çıkmış adamları bir çırpıda çaputa (Anadolu’da genelde değersiz bez parçası anlamında kullanılır)çeviren bir şehir!
Bunun bir sürü örneği var.
En yakın örneğe gidelim mesela…
Tabi taraftar en çok transfer haberlerine focuslanır bu dönemde…
‘Kim geldi, kim gitti’ diye gözler kulaklar haberlerde olur.
Yeni Malatyaspor’un ilk 8 transferine bakıp, izlediği politikanın başarısızlık getirme olasılığı çok yüksek demiştik geçen yazımızda.
Ancak son transferler bu ihtimali biraz eritti gibi.
Bence Yeni Malatyaspor doğru adamları almaya başladı.
Anlaşılan 2 ayaklı bir transfer politikası izleniyor…
İlk etapta orta derece oyuncular, ikinci etapta iyi oyuncular şeklinde.
Ertuğrul Hoca’nın yüzüne bakıp işlerin rayına girdiğini anlamak da mümkün aslında.
Ancak benim korktuğum bir nokta var ki, eminim siz de hak vereceksiniz.
Futbol Direktörümüz dahi Fatih Terim’in önünü açtığı ve Türkiye’yi bir yabancı futbolcu çöplüğüne çeviren yabancı sınırlamasının kaldırılması konusu Yeni Malatyaspor’u da bir çok takım gibi yerli piyasaya yüz çeviren duruma soktu.
Bakın bakalım takımlarımızda kaç yabancı, kaç yerli var?
İşte bu, Galatasaray’ın tarihinde ilk kez Avrupa kupalarından Temmuz ayında elenmesine de neden olan yabancı sorunu sanırım daha Süper Lig’deki ilk sezonunda Yeni Malatyaspor’u da olumsuz etkileyecek.
Bu kadar çok yabancının, yabancı bir ülkede, yabancılık çekmeden, lige yabancı olmayan bir takım oluşturması hiç de kolay olmayacak.
Bir cümlede bu kadar çok yabancı kelimesi kullanıyorsak, bu konu hakikaten futbolumuzu etkileyecek duruma gelmiş demektir!