OLMADI, OLMAZ, OLAMAZ!

Neden olamaz? Çünkü olmaz da ondan!\r\n“Hadi başarılı olalım” denip de başarılı olunan her hangi bir spor branşından bahsedin bana, ben de bu yazıyı henüz giriş bölümündeyken bırakayım.\r\nNasıl başarılı olunsun Allah aşkına!\r\nBir sistemimiz yok, bir yol haritamız yok, bir bilenimiz yok.. Yok oğlu yok.\r\nKongre yapılacak, yaap! El kaldırılacak, kaldııııır! Yönetim seçilecek, seeeeç!\r\nSonrası zaten malum..\r\n-Adın ne senin Fahri\r\n-Hım sen şu Fener’de Beşiktaş’ta oynayan Fahri misin?\r\n-Evet ta kendisi\r\n- İyiiiiii.. Hemen alıyoruz seni\r\nYıllardır transferde izlenen yol bu.. Kulüpteki diğer işleyişi varın siz düşünün!\r\nValla yıllardır o sene bu sene demekten biz yorulduk ama siz başarısız olmaktan yorulmadınız.\r\nŞimdi çıkmış diyorsunuz ki; Biz Belediye çatısı altında futbolun konuşulduğu dili konuşamadık.\r\nFutbolun konuşulduğu dilden kasıt kirli işler olsa gerek.\r\nMinareye kılıf!\r\nFutbolun konuşulduğu dil aslında Türkçedir, çok kolaydır.. Gel, git, at vs. gibi eylem cümleleri gibi atraksiyonu bol bir oyun olmasına rağmen, aslında çok sade ve anlaşılırdır.\r\nBaşarılı olmak mı istiyorsun, o zaman başarılı işlere imza atmış ya da atma ihtimali olan kişilerle çalışacaksın.\r\nGünümüz futbol dehası Morinho ne cevap veriyor “başarının formülü nedir?” sorusuna..\r\n-İyi yönetim\r\n-İyi teknik heyet\r\n-İyi futbolcu\r\n“E canım bunu herkes biliyor, bu cevabı vermek için Morinho olmaya gerek yok ki” demeyin hemen, adam arkasından yapıştırıyor can alıcı noktayı..\r\n-İyi bir yönetim iyi bir teknik heyetle çalışır.. İyi bir teknik heyet de iyi oyuncularla çalışır.\r\nNe kadar basit ve de anlaşılır, değil mi?\r\nPeki biz ne yaptık.. “Kardeşim bu işi biz yapacağız, siz ayak bağı olmayın yeter.”\r\nİyi yapın o zaman, işte sonrada çıkıp biz yapamadık, bu iş bize göre değilmiş dersiniz.\r\nYazık yazık! Hem size hem bize yazık.. Niye bu kadar eziyet ediyorsunuz bu memleketin futbolseverlerine.\r\nAltı üstü basit bir futbol.. Ama bilene.\r\nBilmeyene çok bilinmeyenli denklem!\r\nYazıya futbolun kolay, kolay olduğu kadar da zor olduğunu anlatan güzel bir öznel yorumla son veriyorum..\r\nPeki, futbol 22 adamın topun peşinden koşturması mıdır? Tabi ki de 'Hayır'. Futbol seyir zevki yaratan, anlayanın en küçük şeyden bile tat alabileceği bir spordur. Futbol toplumcudur. İyi bir on birin 90 dakika nasıl işbirliği sergileyebildiği açısından büyütülerek örneklenebilecek bir oyundur. Bu oyun o kadar ilginçtir ki, kahveye maç seyretmeye gittiğinizde 'meymenetsiz' dediğiniz, daha önce hiç tanımadığınız bir adamla maç boyu muhabbet edip maç sonu selamlaşıp ayrıldığınız bir sosyalleşme aracıdır. Üzerinizdeki siniri, ana avrat sövüp, el kol, canhıraş bağıra çağıra seyrederek sizi deşarj eden bir rehabilitasyon vasıtasıdır da. Aslında futbol sadece ayakla oynanan bir spor değildir, 'beynin ulaştığı en son yer olan ayaklarla oynanan bir spordur'.Fiziksel ve zihinsel bir mücadeleye giriştiğiniz, hafta bir defa da olsa hakkıyla oynadığınızda sizi zinde tutacak bir sağlık gerecidir. Futbol 'bir cacık olmaz' denen adamların kenar mahallerde hapçılıktan kurtulup dünyayı ayaklarına çivilemelerini sağlayan bir endüstridir.