Malatya
28 Nisan, 2024, Pazar
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63783.549$

İLK YARI KARNEMİZ DAHA İYİ OLABİLİRDİ

27 Aralık 2016, Salı 10:18
Ligin ilk yarısı bittiğine göre aklımızda ne var ne yok ortaya dökebiliriz.\r\n\r\nYeni Malatyaspor’un ilk yarı performansı başarı mı yoksa başarısızlık mı?
\r\nBana sezon başı için ilk yarı sonu pozisyonumuz bu olacak denilseydi ‘başarı’ derdim... \r\n\r\nAncak sezonu, oynanan maçların kalitelerini gördükten ve Yeni Malatyaspor’un kaybettiği ve kazandığı mücadeleleri izledikten sonra ‘başarısızlık’ diyorum!
\r\nYeni Malatyaspor sezonun ilk yarısını en yakın rakibinin en az 7-8 puan farkla önünde lider tamamlamalıydı.
\r\nRakiplerimizin kötü oynadığı ve fikstürümüzün kolay olduğu haftalarda topladığımız puanları geldiği gibi bol keseden dağıttık. Ve işin kötü tarafı da rakiplerimize yenildik!
\r\nPeki Yeni Malatyaspor neden bu kadar kalitesiz, herkesin liderliği birbirine ikram ettiği bir ligde ilk yarıyı puan farkıyla lider tamamlayamadı?\r\n\r\nBurada önemli bir not: Allah’tan ki yönetim Bandırma maçı öncesi futbolculara ve teknik heyete para ödemesi yaptı da herkesin aklına ilk gelecek ‘Acaba paralar mı ödenmiyor?’ sorusu yapacağımız yorumda ihtimal dışı kaldı.
\r\nGelelim nedene, ya da nedenlere… \r\n\r\nBence teknik heyet ilk yarı karnemizin iyi olmasının önüne set çekip, bizi açık ara şampiyonluğa gitmekten alı koydu!
\r\nİsterseniz nedenlerine bakalım, eminim siz de bana hak vereceksiniz.   \r\n\r\n- Hoca elindeki kadro derinliğini iyi kullanamadı. Mba gibi performansıyla yerlerde sürünen futbolcular giydiği formanın ağırlığını bilsinler diye uzun süreli kızağa çekilmedi. 
\r\n- İrfan Başaran ve Eren Tozlu gibi kaliteli adamlar kulübeye mahkum edildi. Nitekim Bolu maçında bu ikilinin neler yapabileceğini gördük.\r\n\r\n- Kaleci Hakan Canbazoğlu ‘Bu takımın birinci kalecisi ben değilim’ derken, belki de TFF 1.lig’in en iyi kalecisi olan Ertaç Özbir’e kale teslim edilmedi. (Edildi ama iş işten geçtikten sonra)\r\n\r\n- Takımda baş gösteren disiplinsizliğe zamanında müdahale edilmediği için bu zorlu maratonda her hafta bir ya da iki kart görüp cezalı duruma düşen oyuncumuz olmadan mücadele etmek zorunda kaldık.\r\n\r\n- Alınan galibiyetler ve lider olunmasının verdiği özgüvenle baş gösteren ‘her şeyi ben bilirim’ hastalığına yakalanan İrfan Hoca’nın basının, taraftarın ve hatta yönetimin bile en küçük eleştirisine tahammül edememesi. 
\r\n- Milli takım aralarının resmi tatil günleri ilan edilip, 5 gün boyunca kafasına göre yaşama fırsatı sunulan futbolcuların mevcut fizik durumunun aşağılara inmesine müsaade edilmesi. (Bunu ben değil, fizyoterapistler söylüyor)    \r\n\r\n-Alınan iyi sonuçların, başarılı süreçlerin teknik heyet tarafından sahiplenilmesi, başarısızlığa ise bin bir çeşit kılıf uydurulması... \r\n\r\nGibi teknik heyet kaynaklı yanlışlar, ilk yarıyı bu pozisyonda bitirmemize neden oldu.\r\n\r\n‘Peki bundan sonraki süreç neler getirir’ diye, önümüzü görebileceğimiz birkaç öngörüde bulunacak olursak neler söyleriz… \r\n\r\nBana göre İrfan Hoca’nın içerisine girilen bu buhrandan çıkabilmesi için geçen sezon Hüseyin Kar’ın attığı o mucizevi gol gibi yine bir mucizeye ihtiyacı vardı ve o mucize de Bolu’da imdadına yetişti... Sezonun en kolay maçı ve en kötü rakibi karşında alınan tarihi galibiyetle İrfan Hoca girdi devre arasına.
\r\nikinci yarı neler getirecek hep birlikte bekleyip göreceğiz. Ancak şimdiden şunu söylemek müneccimlik olmaz sanırım: İrfan Hoca kredisinin tamamını tüketti... \r\n\r\nHedefi şampiyonluk olarak güncellemiş bir yönetimin uzun süreli başarısız sonuçlara tahammül göstereceğini sanmıyorum.\r\n