İLK YARI DEĞERLENDİRMESİ
26 Aralık 2017, Salı 19:57 Açık konuşalım kimse Yeni Malatyaspor’dan böyle bir ilk yarı performansı beklemiyordu.Hele Yeni Malatyaspor başarısız olsun diye yorumlarını da, akıllarını da kiraya verenler hiç beklemiyordu.
Nasıl beklesinler, adamlar lig devam ederken belediye yönetime el koysun diye ‘darbe’ çağrısında bile bulundular!
Ama yine yanılan onlar oldular.
Başkana olan kin ve nefretlerini takım üzerinden kusacak kadar alçalan bu güruh, hayal kırıklığının en büyüğünü yaşadı.
Gelelim ilk yarının değerlendirmesine…
Malatya’yı yüz üstü bırakıp kaçan, ‘fazla mütevazılık kibirdendir’ sözünün tam karşılığı olan Ertuğrul Sağlam’dan aldığı henüz ‘olmamış’ takımı, ‘takım’ yapan Erol Bulut her şeyiyle ilk yarının kahramanıdır bana göre.
Sağlam’ın giderken pimi çekilmiş el bombasını cebine koymasına ve işaret parmağıyla hedef gösterip taraftarın kucağına atmasına rağmen bütün riskleri göze alarak henüz toy denilebilecek bir hocayı takımın başına getirip, şuan ki başarılı tablonun yakalanmasında en kritik hamleyi yapan Adil Gevrek ise bir diğer kahramandır.
Elbette ki onurlu mücadelesiyle beklentilerin çok üzerine çıkarak herkesi yanıltan futbolcuları unutmak haksızlığın en büyüğü olur.
En Büyük alkış onlara.
Ancak…
Alınan 22 puana güvenerek devre arası transferine gerekli önemin verilmemesi halinde hızla tehlike bölgesine sürüklenmemiz işten bile değil.
Transferi de akılcı bir sistematikle yürütmeliyiz. Örneğin 6-7 tane ‘olsa da olur olmasa da olur’ ismi takıma katıp, ilk yarıdaki takımı bozmak büyük risk olur. Hem böyle bir hamle akordumuzu da ciddi anlamda bozabilir.
O zaman ne yapmalı?
En fazla 4, en az 3 direkt oynayıp takıma katkı sağlayacak transferler yapılmalı.
EROL BULUT
Türki futboluna bir çok önemli teknik adam kazandıran Malatya futbolu yine bir antrenörü teknik direktör yapmayı başarmak üzere.
Aslında tamamen Erol Bulut’un kendi çabası ancak Malatya’nın bu konudaki şanslı ve de ‘kazandıran’ tarafı da unutulmamalı.
Kimler mi var bu okulda?
En başta Yılmaz Vural, daha sonra Ziya Doğan, Aykut Kocaman, Mehmet Özdilek ve Hamza Hamzaoğlu ilk akla gelenler.
Bunların yanında bir de kendini ‘oldu’ zannedenler var tabi.
Örneğin İrfan Buz!
Emekleri çok Yeni Malatyaspor’a Allah’ı var, lakin tıpkı ezbere bilgileriyle sınavı kazanmış, ancak daha sonra o bilgileri belleğinde tutamadığı ve yenilerini de ekleyemediği için üniversiteyi bitirememiş öğrenci izlenimi veriyor bana.
Kendisine göre imparator, bana göre henüz olmamış!
Başka kim var, Feyyaz Uçar mesela…
Adamın her yanı farklı oynuyor… Teknik adamlık yaptığı takımlar Dallas’a dönüyor… Yalan, riya, entrika!
Bu örnekleri çoğaltabiliriz ama bir gerçek var ki Malatya futbolunun çarkından geçen antrenör geleceği adına önemli kazanımlar elde ediyor.
Erol Bulut da bu kervana katılan son isim oldu.
Bir süre yanında çalıştığı Abdullah Avcı’nın katı, defansif ve ‘önce gol yemeyeceksin’ anlayışını iyi benimsediğini ligin ilk yarısında herkese gösteren Erol Bulut, eğer sabredilirse adını yukarıda saydığımız teknik adamların yanına yazdırabilir.
Nasıl beklesinler, adamlar lig devam ederken belediye yönetime el koysun diye ‘darbe’ çağrısında bile bulundular!
Ama yine yanılan onlar oldular.
Başkana olan kin ve nefretlerini takım üzerinden kusacak kadar alçalan bu güruh, hayal kırıklığının en büyüğünü yaşadı.
Gelelim ilk yarının değerlendirmesine…
Malatya’yı yüz üstü bırakıp kaçan, ‘fazla mütevazılık kibirdendir’ sözünün tam karşılığı olan Ertuğrul Sağlam’dan aldığı henüz ‘olmamış’ takımı, ‘takım’ yapan Erol Bulut her şeyiyle ilk yarının kahramanıdır bana göre.
Sağlam’ın giderken pimi çekilmiş el bombasını cebine koymasına ve işaret parmağıyla hedef gösterip taraftarın kucağına atmasına rağmen bütün riskleri göze alarak henüz toy denilebilecek bir hocayı takımın başına getirip, şuan ki başarılı tablonun yakalanmasında en kritik hamleyi yapan Adil Gevrek ise bir diğer kahramandır.
Elbette ki onurlu mücadelesiyle beklentilerin çok üzerine çıkarak herkesi yanıltan futbolcuları unutmak haksızlığın en büyüğü olur.
En Büyük alkış onlara.
Ancak…
Alınan 22 puana güvenerek devre arası transferine gerekli önemin verilmemesi halinde hızla tehlike bölgesine sürüklenmemiz işten bile değil.
Transferi de akılcı bir sistematikle yürütmeliyiz. Örneğin 6-7 tane ‘olsa da olur olmasa da olur’ ismi takıma katıp, ilk yarıdaki takımı bozmak büyük risk olur. Hem böyle bir hamle akordumuzu da ciddi anlamda bozabilir.
O zaman ne yapmalı?
En fazla 4, en az 3 direkt oynayıp takıma katkı sağlayacak transferler yapılmalı.
EROL BULUT
Türki futboluna bir çok önemli teknik adam kazandıran Malatya futbolu yine bir antrenörü teknik direktör yapmayı başarmak üzere.
Aslında tamamen Erol Bulut’un kendi çabası ancak Malatya’nın bu konudaki şanslı ve de ‘kazandıran’ tarafı da unutulmamalı.
Kimler mi var bu okulda?
En başta Yılmaz Vural, daha sonra Ziya Doğan, Aykut Kocaman, Mehmet Özdilek ve Hamza Hamzaoğlu ilk akla gelenler.
Bunların yanında bir de kendini ‘oldu’ zannedenler var tabi.
Örneğin İrfan Buz!
Emekleri çok Yeni Malatyaspor’a Allah’ı var, lakin tıpkı ezbere bilgileriyle sınavı kazanmış, ancak daha sonra o bilgileri belleğinde tutamadığı ve yenilerini de ekleyemediği için üniversiteyi bitirememiş öğrenci izlenimi veriyor bana.
Kendisine göre imparator, bana göre henüz olmamış!
Başka kim var, Feyyaz Uçar mesela…
Adamın her yanı farklı oynuyor… Teknik adamlık yaptığı takımlar Dallas’a dönüyor… Yalan, riya, entrika!
Bu örnekleri çoğaltabiliriz ama bir gerçek var ki Malatya futbolunun çarkından geçen antrenör geleceği adına önemli kazanımlar elde ediyor.
Erol Bulut da bu kervana katılan son isim oldu.
Bir süre yanında çalıştığı Abdullah Avcı’nın katı, defansif ve ‘önce gol yemeyeceksin’ anlayışını iyi benimsediğini ligin ilk yarısında herkese gösteren Erol Bulut, eğer sabredilirse adını yukarıda saydığımız teknik adamların yanına yazdırabilir.