Malatya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63240.264$

GİDENE DE GELENE DE FARKLI YAZANLAR!

29 Nisan 2019, Pazartesi 13:06
GİDENE DE GELENE DE FARKLI YAZANLAR!

Bu yazıyı yazmamak için kendimi ikna etmeye çalıştım ama malum arkadaş şansını çok zorladı.

Efendim Malatya küçük yer. Dolayısıyla kim kiminle gezer, kim ne konuşur, kimin ne gibi gizli ajandaları var, herkes çok iyi bilir.

Bu malum arkadaş hayat çizgisiyle alakalı sorunlar yaşadığı için olsa gerek; bir zamanlar idol aldığı kişileri eleştirerek,  kendisine bir kimlik oluşturmak istiyor anlaşılan.

Hoş, bu hayatında zikzaklı duruşunu artık meslek edinmiş adamın ‘sırf bende buradayım’ demek için eleştiri adı altında kinini kusmadığı adam da kalmadı ya memlekette neyse…

Şimdi bu şahıs kalkmış yayın yönetmeni olduğu gazetede dolaylı yoldan (Sorsanız ben ona yazmadım der, ne yazık ki bunlar hep böyledir. Yazı yazarlar ama bu yazıların hiçbir zaman öznesi olmaz.) benimle ilgili ‘Gidenin arkasından’ başlıklı bir yazı kaleme almış ve onun söylediğine göre Erol Hoca görevdeyken avuçlarımız kızarıncaya kadar alkışlıyormuşuz ama istifa edince amiyane tabirle ilk biz sallamaya başlamışız.

İnanın bana böyle bir yazı karşısında değil yazı yazmak, parmağımı bile oynatmazdım ama birinin de artık bu had sınırlarını fazlasıyla aşan şahsa o sınırların nerede bittiğini anlatması lazım.

Güzel kardeşim yazında kendini fazlasıyla övmüş, Hıncal Uluçvari cümleler kurmuşsun. 

Peki adama sormazlar mı sen bu yazıları yazıyorsun ama kendi oturduğun ev de camdan ve içinde olan her şeyi olağan çıplaklığıyla gösteriyor!

Gazetecilik adı altında menajerlik yaptığını, altyapıdan yakınlık kurduğun yetenekli futbolcuları bir yerlere pazarladığını, oralardan 3-5 kuruş menfaat temin ettiğini duymayan etmeyen kalmadı ama bu işi de kurallarına göre yap lütfen!

Kalkmış Erol Hoca’yı genç futbolcuları oynatmamakla itham etmiş, cümlene de inandırıcı olması için ‘Malatyalı’ aidiyetliğini katmışsın. Şimdi sen bu cümlende gerçekten Malatyalı gençlerin hakkını mı savunuyorsun, yoksa evine aldığın, birlikte tatil yaptığın isimleri belli bu çocukların oynatılması noktasında baskı mı kuruyorsun?

Yazında demişsin ki; “Erol hoca Malatyaspor’da 1.4 puan ortalaması yakaladı. Takım onun döneminde 24 galibiyet 23 yenilgi aldı. Öyle piyasa algısı kadar çok büyük işler yapmadı. Kupada final dedi olmadı, ligde ilk 5 dedi olmadı! 1 tane Malatyalı genç oynatmadı, alt yapıdan kimseye sahip çıkmadı. Sadece kendisini Türk futboluna hazırladı.”

Ve yine aynı yazında, “Adil Gevrek’i bu işin içinden kurtarıp, ihaleyi Erol Bulut’ta bırakma algısı yaratmak isteyenler; Feyyaz Uçar’ da İrfan Buz’da olduğu gibi Erol Bulut’a da önce imparator dediler, sonra arakasından ilk sallayanlar olarak tarihe geçtiler.”

Bak akıllı kardeşim Feyyaz Uçar ve İrfan Buz benim için hala imparatordur. Nokta.

Niye, çünkü Yeni Malatyaspor’a şanlı şerefli şampiyonluklar yaşatmıştır bu iki teknik adam da.

Benim için Erol Bulut da geleceği parlak, işini iyi yapan idealist bir teknik adamdır.

Ama…

Bu demek değil ki bu teknik adamlar dokunulmazdır, eleştirilemez.

Ama senin için iyi teknik adam yoktur, işini yapan-yapmayan teknik adam vardır.

Erol Hoca ile çatıştığın nokta da menajerliğini yaptığın genç futbolcuların oynatılmaması!

Hani alttan alttan göreve yeni başlayan Ali Ravcı’ya da ‘gençlere önem ver’ mesajı verip, daha şimdiden algısını yapmaya başladığın gençler var ya…

Gelelim yazında özet olarak vurguladığın en önemli noktaya…

Geçmiş yazılarla bugünkü yazıların birbirleriyle fikir olarak çelişmesi konusuna.

İstersen bu konuda ilk önce kendini eleştir, çünkü dünle bugün arasında fikirlerin o kadar keskin değişmiş ki; inan okurken ben bile ağzı açık kaldım.

Muhtemelen günlük menfaatine göre kalem oynattığından olsa gerek.

Bak, tarih tarih senin duruşunu ortaya koyan satırlar: 

4 Ekim

Usta-Çırak

“Erol hoca, artık Süper Lig rüştünü ispatladı. Abdullah Avcı ile kıyaslanacak ya da tüm karizmasını, teknik adamlık becerisini ondan almışçasına değer görecek biri değil.”

Beşiktaş – Yeni Malatyaspor maçı biter bitmez gururlu bir üzüntü kapladı içimi

17 Eylül

“Bi defa Malatyaspor kadro kalitesiyle sıradan bir Anadolu takımı. Erol Bulut’un iyi sistem geçişleri ve takımı antrene edişi diğer takımlardan biraz daha fazla öne çıkmamızı sağlıyor.”

29 Ağustos

Bundan iyisi Malatya’da kayısı

“Bunun dışında Yeni Malatyaspor’un mevcut kadrosu Süper Lig’de kalıcı olmak için yeterlidir. Erol Bulut ve yönetim, şehir ve mevcut kadro, taraftar ve basın belli bir mesafe kat etti.”

6 Ağustos

Hazırlıksız hazırlık maçı

“İkinci yarı Erol hoca tam 5 genç oyuncuyu oyuna dahil ederek, sahada sadece Ertaç, Pereira, Sadık ve Issam Chebake’i oyunda tuttu. İşte o dakikadan sonra oyun daha keyifli hale geldi.

Malatya’da alt yapıya hem gazetemizde hem de programlarda en çok yer ayıran kişi olarak, gençlerimizi izleyince gurur duydum.”

11 Temmuz

Beklentimiz büyük

“Yeni Malatyaspor geçen yılki ilk 11’den sadece Aytaç’ı kaybetti. Üstelik verimli olacağına inandığım 3 önemli isimle kadroya takviye yaptı.

Erol hoca da devam ediyor. Haliyle sezona en hazırlıklı takımlardan biriyiz diyebiliriz.”

Şimdi bu satırların sahibi daha sonra Erol Bulut’a neler yazmış biliyor musunuz?

‘Hoca moca değil, acemi, çaylak ve en son yazısında şu cümle: “Erol hoca Malatyaspor’da 1.4 puan ortalaması yakaladı. Takım onun döneminde 24 galibiyet 23 yenilgi aldı. Öyle piyasa algısı kadar çok büyük işler yapmadı. Kupada final dedi olmadı, ligde ilk 5 dedi olmadı! 1 tane Malatyalı genç oynatmadı, alt yapıdan kimseye sahip çıkmadı. Sadece kendisini Türk futboluna hazırladı.”

Alın size arkasında farklı, önünde farklı, görevdeyken farklı, gittikten sonra farklı yazan bir gazeteci profili!