Malatya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63307.599$

EROL HOCA ŞANSINI ZORLUYOR !

24 Ekim 2018, Çarşamba 22:31
Ankaragücü kötü, biz onlardan daha kötü… Bu kadar ne yaptığını bilmeyen, bu kadar futboldan bi haber, bu kadar isteksiz bir Yeni Malatyaspor daha önce ne izledim, ne de gördüm.

Neresinden bakarsan bak hayal kırıklığı!

Kusura bakmasın kimse ama bu takım böyle oynarsa gördüğü puan da, göreceği iyi derece de bu olur.

Gelelim maça…

Rahman Buğra onca maç oynadı, top geldi mi hala eli ayağı titriyor… Sadık-Mina ikilisi tam bir korku filmi; elimiz yüreğimizde şimdi ne yapacaklar diye bekliyoruz… Chebake sadece koşu bölümünde var, kanat ortası, adam geçme hak getire… Adem dersen yerden kalkmıyor, kalktığı pozisyonlarda da atağı mundar ediyor… Pereira bir var, bir yok… Guilherme yumuşak diken, temposuz… Aleksic’in ise ne oynadığı belli değil.

Bir de bunun üzerine kalkıp da elindeki tek forvet menşeli ve de topu ileride tutan adamı yedekte tutarsan olacağı bu olur.

Bence Erol Hoca son haftalarda şansını fazlasıyla zorluyor. Şapkadan tavşan çıkarmaya, hatta bazen fil çıkarmaya çalışıyor. Değerli hocam elindeki kumaş bu… Bu kumaş da öyle her hafta sağıyla soluyla oynanacak, yama yapılacak bir kumaş değil!

Zorlama fazla, bırak akarına. 

Bak bu haftaya kadar ne güzel gelmiş, 12 puan toplamışsın.  Bırak sağın solun ne dediğini, sen yine kendi bildiğini yap.  

MEMNUNİYETSİZLER ! 

Zor bir şehir olduğumuz, insanımızın bulunduğumuz coğrafyanın havasından mı, suyundan mı, yoksa sert soğuğundan mıdır bilinmez, her şartta ve durumda bir şeyleri beğenmeme-eleştirme hastalığı olduğu artık herkesçe bilinen bir gerçek.

Elbette ki normal bir zeka düzeyine sahip olan her insan karşılaştığı garip durumlar karşısında ‘neden?’ diye sorabilmeli, yanlış gördüğü şeyleri eleştirebilmeli.

Burada sorun yok...

Sorun kendi doğrularımız, kendi menfaatlerimiz dışındaki tüm gelişmeleri gözü kapalı eleştirip, doğru olup olmadığına bile bakmadan gelişi güzel voleyi çakmamız. Yani daha düz ve popüler ifadeyle ‘her şartta ve durumda memnuniyetsizlik!’

İşte bu tiplere bir kaç örnek...

-Şehre yeni bir stadyum yapılır, ‘neden kapasitesi 33 bin değil de 27 bin’ diye söylenir durur, takımı maçlarını boş tribünlere oynarken, o stadın yolunu bile bilmez. 

-Şehrin Süper Lig özlemi o kadar büyümüştür ki, Beydağları bile artık bu özlemin yanında küçük bir tepe gibi kalmıştır, bu duruma en başta kendisi olmak üzere şehirdeki herkes çok içerler, uzatmayayım gün gelir devran döner takım Süper Lig’e çıkar ama gel gör ki bu ağabeyimiz ne sıralamada 10’unculuğu beğenir, ne de kümede kalınmasını başarı sayar.

-Takımın tek dikili ağacı yıkılmaya yüz tutmuş yarım asırlık bir tesis iken, bir anda stadyumlar, yeni tesisler, çim sahalar yapılır, ama neylersin ağabeyimiz bunları da beğenmez, hepsine bir kulp bulur. Bu tür gelişi güzel eleştiri kültürü ve komplo teorisyenliğiyle beslenen muhteremleri her alanda görmek mümkün. Mesela geçenlerde İnönü Stadı ve diğer sportif faaliyetlerin yapıldığı tesislerin yıkılıp yerine Millet Bahçesi yapılacak olmasına takan biri ya da birileri, tutturmuşlar illa stadın kapalı tribünü yıkılmasın diye.

Bakın sevgili şehir plancısı, tarihi yapı uzmanı, mimar arkadaşlar...

Her yapı tarihi değildir.

 Siz şehri yenilerken her binayı koruyalım, hiç bir duvarı yıkmayalım, şehrin kimliğini ve tarihi dokusunu bozmayalım derseniz, o zaman da şehre ucube görünümlü eski ve yeninin iç içe geçtiği garip bir kimliksizlik kazandırırsınız. İnönü Stadı’nın kapalı tribünü hem görselliğiyle, hem de yapımında kullanılan malzemesiyle tarihi yapı olma özelliğinin çok dışında bir yapıdır. 

Haa sırf millet pazarda görsün hesabı fikir beyan ediyorsan onu bilemem.

Bu örnekleri sayfalar dolusu uzatabiliriz.

Ben bu insanlara kısaca derim ki...

 Sevgili hemşerim fikir ortaya çıkarmak, mevcut durumu sorgulamak, eleştirmek her bireyin en önemli ve de doğal hakkıdır. 

Ama bunu art niyetlice, sırf ayak bağı olmak, baltalamak için yaptığınızda inanın bana karşıdan o kadar kötü görünüyorsunuz ki anlatamam.