ÇIKARSAK BU CENDEREDEN..!
10 Şubat 2022, Perşembe 20:19 Ve geldik dananın kuyruğunun kopacağı yere...
Tek atımlık barutumuz vardı, onu da kullandık!
"Adem Büyük'ün etinden ve sütünden faydalanarak bir ihtimal kalabilir miyiz" dedik.
Aylardır konuşuldu, konuştuk…
Üzerine vazife olan da konuştu, olmayan da.
Reel bir bakış açısıyla yaptığı eleştirilerle yol gösteren de oldu, kendi cephesinden değerlendiren de, verilen rolü oynayan da!
Elbette ki avucunu ovuşturanlar olacak; her kötü sonla biten filmlerin kötü adamlarının yaptığı gibi…
Elbette ki menfi duygularının esiri olmaktan gözleri 'ama' olmuşların keyfi gıcır olacak !
Fakat olan yine memlekete olacak.
Olan yine kalbi ‘Malatya Malatya’ ritmiyle atanlara olacak.
Uykusuz kalacaklar, huzurları bozulacak, dünyaya küsüp kabuklarına çekilecekler, uzun muhasebeler yapıp nerede yanlış yapıldığına kafa patlatacaklar.
Günün sonunda üzülecekler ve derinden hissedecekler kaybettikleri şeyin acısını.
2006 yılında Gaziantep’te katakulliye getirilerek küme düştüğümüzde hissetmiştim bu duyguları. Henüz 23 yaşında toy bir muhabirin idrakinde zorlandığı yoğun bir hissiyat ve hayal kırıklığıyla dönmüştüm evime.
Açıkçası aynı filmi bir kez daha izlemeye yüreğim dayanır mı bilmiyorum, bildiğim tek şey düşersek şehir olarak düşeceğiz.
Ama Adem hamlesiyle o çok zor gibi görünen ihtimal gerçekleşirse de..!
Çok büyük şeyler kazanacağız.
Mesela neleri yapmamız, neleri yapmamamız gerektiği konusunda büyük bir deneyimimiz olacak.
Mesela kimlerin asıl derdinin memleket, kimlerin esiri olduğu duygular olduğuna dair fikir sahibi olacağız.
Mesela içimizdeki İrlandalıları nüfus kağıdına bakmadan 50 metre öteden gözlerinden şıp diye tanıyacak GBT sorgulaması analiz yeteneğine sahip olacağız.
Mesela yönetimsel hataların hesabını her platformda daha gür sesle sorabileceğiz.
Uzun lafın kısası kaybedersek kaybımız büyük olacak, ancak kazanırsak kazancımız çok daha büyük olacak.
Ne diyelim bu saatten sonra Allah yardımcımız olsun.
Tek atımlık barutumuz vardı, onu da kullandık!
"Adem Büyük'ün etinden ve sütünden faydalanarak bir ihtimal kalabilir miyiz" dedik.
Aylardır konuşuldu, konuştuk…
Üzerine vazife olan da konuştu, olmayan da.
Reel bir bakış açısıyla yaptığı eleştirilerle yol gösteren de oldu, kendi cephesinden değerlendiren de, verilen rolü oynayan da!
Elbette ki avucunu ovuşturanlar olacak; her kötü sonla biten filmlerin kötü adamlarının yaptığı gibi…
Elbette ki menfi duygularının esiri olmaktan gözleri 'ama' olmuşların keyfi gıcır olacak !
Fakat olan yine memlekete olacak.
Olan yine kalbi ‘Malatya Malatya’ ritmiyle atanlara olacak.
Uykusuz kalacaklar, huzurları bozulacak, dünyaya küsüp kabuklarına çekilecekler, uzun muhasebeler yapıp nerede yanlış yapıldığına kafa patlatacaklar.
Günün sonunda üzülecekler ve derinden hissedecekler kaybettikleri şeyin acısını.
2006 yılında Gaziantep’te katakulliye getirilerek küme düştüğümüzde hissetmiştim bu duyguları. Henüz 23 yaşında toy bir muhabirin idrakinde zorlandığı yoğun bir hissiyat ve hayal kırıklığıyla dönmüştüm evime.
Açıkçası aynı filmi bir kez daha izlemeye yüreğim dayanır mı bilmiyorum, bildiğim tek şey düşersek şehir olarak düşeceğiz.
Ama Adem hamlesiyle o çok zor gibi görünen ihtimal gerçekleşirse de..!
Çok büyük şeyler kazanacağız.
Mesela neleri yapmamız, neleri yapmamamız gerektiği konusunda büyük bir deneyimimiz olacak.
Mesela kimlerin asıl derdinin memleket, kimlerin esiri olduğu duygular olduğuna dair fikir sahibi olacağız.
Mesela içimizdeki İrlandalıları nüfus kağıdına bakmadan 50 metre öteden gözlerinden şıp diye tanıyacak GBT sorgulaması analiz yeteneğine sahip olacağız.
Mesela yönetimsel hataların hesabını her platformda daha gür sesle sorabileceğiz.
Uzun lafın kısası kaybedersek kaybımız büyük olacak, ancak kazanırsak kazancımız çok daha büyük olacak.
Ne diyelim bu saatten sonra Allah yardımcımız olsun.