© Maldia Haber

Prostat Kanseri 50 Yaş Üstü Erkeklerde Daha Sık Görülüyor!

Türkiye’de Prostat kanseri, prostat bezindeki hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla gelişen ve erkeklerde akciğer kanserinden sonra en sık görülen ikinci kanser türüdür.

Prostat kanseri, prostat bezindeki hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla gelişen ve erkeklerde akciğer kanserinden sonra en sık görülen ikinci kanser türüdür. Erken evrede genellikle belirti vermeyen prostat kanseri, ilerleyen dönemlerde idrar yapma güçlüğü, sık idrara çıkma ve idrarda kan gibi şikâyetlerle ortaya çıkabiliyor. Prof. Dr. İzak Dalva, prostat kanserinin özellikle 50 yaş üstü erkeklerde daha sık görüldüğünü vurgulayarak, farkındalığın artırılmasının, erken teşhisin ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarının hayati önem taşıdığını belirtiyor.

2022 verilerine göre, tüm dünyada 1,47 milyon kişi prostat kanseri tanısı aldı. Hayat boyu her 8–10 erkekten biri prostat kanserine yakalanmakta, mortalite (ölüm oranı) ise daha düşük orandadır. Prostat kanseri,özellikle 50 yaş üstü erkeklerde sık görülüyor ve erken evrede belirti vermeyebiliyor. İdrar yaparken zorlanma, sık idrara çıkma, idrarda kan ve bel veya sırt ağrısı gibi şikâyetler hastalığın ilerleyen dönemlerinde ortaya çıkabiliyor. Bu nedenle düzenli kontroller ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları, prostat kanseri riskini azaltmada ve erken teşhiste hayati önem taşıyor.

HANGİ FAKTÖRLER PROSTAT KANSERİ RİSKİNİ ARTIRIYOR?

Prof. Dr. İzak Dalva, prostat kanserinin bazı risk faktörleriyle ilişkili olduğunu belirterek şunları söyledi:

 “Prostat kanseri özellikle 50 yaş üstü erkeklerde görülür. Hastaların yaklaşık yüzde 60’ı 65 yaş ve üzerindedir. Genç erkeklerde nadiren görülür, ancak 50 yaş altı prostat kanseri daha agresif seyredebilir. Ailede prostat kanseri öyküsü olan erkeklerin risk oranı daha yüksektir; baba veya kardeşi 60 yaşından önce prostat kanseri olmuşsa veya birkaç nesilde prostat kanseri saptanmışsa risk artar. Ayrıca BRCA1 ve BRCA2 gibi gen mutasyonları agresif prostat kanseri riskini yükseltebilir. Şeker hastalığı, obezite, D vitamini eksikliği, erkek tipi kellik ve düşük boşalma sıklığı da risk faktörleri arasındadır. ”

BU BELİRTİLERE DİKKAT EDİLMELİ!

“Prostat kanseri erken evrede belirti vermeyebilir.” uyarısında bulunan Prof. Dr. İzak Dalva, “ Hastalığın ilerleyen aşamalarında tümörün prostat dokusuna basısına bağlı olarak idrar yaparken zorlanma, sık idrara çıkma, idrarda kanama, ereksiyon zorluğu ve ağrı görülebilir. Ayrıca bel, kalça ve sırt ağrıları, halsizlik ve kansızlık şüphe uyandırmalıdır. Bu tür belirtiler varsa, vakit kaybetmeden doktora başvurmak çok önemlidir.” dedi.

ERKEN TEŞHİSİN HAYAT KURTARDIĞINI UNUTMAYIN

Prof. Dr. İzak Dalva, erken teşhisin tedavi başarısını artırdığını belirterek sözlerine şöyle devam etti:
“Lokalize yani vücudun diğer bölgelerine yayılmamış prostat kanseri aşamasında saptanan hastalarda tedavi şansı yüksek, yaşam süresi uzatılabilir. Bu vakaların yaklaşık yüzde 80’i kontrol altına alınabiliyor. İleri evrelerde ise tedavi şansı düşüyor. Bu nedenle düzenli kontroller ve risk faktörlerinin bilinmesi hayati önem taşıyor.”

PROSTAT KANSERİ TANI VE TARAMA YÖNTEMLERİ

PSA (Prostat Spesifik Antijen) testinin  prostat kanseri taramasında kullanılan temel bir kan testi olduğunu belirten Prof. Dr. izak Dalva, “Kandaki PSA düzeyine göre risk belirlenir, ancak PSA testi tek başına tanı koydurmaz. 2.5–4 ng/ml arasında PSA değerine sahip kişilerde prostat kanseri riski yaklaşık yüzde 15, 4–10 ng/ml arasında ise yüzde 30 civarındadır. 50 yaşından itibaren, risk grubundaki erkeklerde daha erken yaşlarda PSA testi önerilebilir. Ailede prostat kanseri mevcutsa, test 40 yaşından itibaren yapılmalıdır.” diye konuştu.

Prof. Dr. İzak  Dalva, tarama sürecinde rektal muayene ve PSA yüksekliği durumunda MR bulguları eşliğinde transrektal USG ve füzyon iğne biyopsisi ile kesin tanı konduğunu da ekledi.

Prof. Dr. İzak Dalva, prostat kanserinde teknolojik ve güncel tanı yöntemlerini ise şu şekilde belirtti: “Prostat kanseri tanısı için PSA testi, Prostat Health Index, PCa3 testi, Prostat MR incelemesi, transrektal USG ve füzyon iğne biyopsisi kullanılmaktadır. Operasyon olarak ise laparaskopik radikal prostatektomi gerçekleştirilmektedir.”

PROSTAT KANSERİNDEN KORUNMA VE SAĞLIKLI YAŞAM ÖNERİLERİ

Prostat kanserinden korunma yöntemlerini de anlatan Prof. Dr. İzak Dalva sözlerini şöyle sonlandırdı:  “Prostat kanserinden korunmak için sağlıklı beslenmek, düzenli spor yapmak, kilo kontrolünü sağlamak, şeker hastalığını kontrol altında tutmak ve alkol ile yağlı gıdaları sınırlamak gerekir. Süt ve süt ürünleri sınırlı, etli gıdalar az olmalı; antioksidan açısından zengin nar, yeşil çay, brokoli, domates ve taze meyve-sebzeler bol tüketilmelidir.”

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER