Gücün Getirdikleri Türkiye'deki Suruyeliler Sempozyumu

EĞİTİM BİLSAM Toplantı salonunda gerçekleştirilen sempozyumun açış konuşmasını yapan Sempozyum Kurulu Başkanı Prof Dr. Ahmet Kızılay, "Ülkemizde aynı zamanda İslam dünyasındaki bu iç kargaşayı hatta bu iç savaşı biz göç boyutuyla tümüyle somut boyutunu yaşıyoruz. İslam dünyasında komşularımızla son dönemlerde Yemen'de Müslümanlar birbirini öldürüyor. Buna çözüm bulmak tüm Dünyanın görevi, başta da İslam ülkelerin görevi’ dedi.
BİLSAM Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Tan ise, "Göç sadece bireyi ve toplumların maddi varlıkların bir yerden başka bir yere taşınması değil. Göç aynı zaman da bireylerin ve toplumların yaşadığı coğrafyanın ve tarihin kültürü sanatı taşınması demektir. İslam medeniyeti açısında bakıldığı zaman Mekke’den Medine'ye göç tüm insanlığı etkileyecek bir göç olmuştur" dedi.
Sempozyuma katılan Başbakanlık Başdanışmanı ve AK Parti Malatya Milletvekili Adayı Taha Özhan da şunlar söyledi:
"2011’de Suriye İsyanının başlamasıyla birlikte, sürecin özellikle göçmenler açısından, göç eden mülteciler açısından bu kadar hızlı bir şekilde rakamların yükselmesi, aslında bu meseleyi biraz araştıranlar açısından çok yabancısı olduğumuz bir durum değildir. 1990’dan günümüze Afganistan, Suriye gibi iç karışıklıkla uğraşan ülkelerden dolayı bugün 50 milyon insan yerlerinden göç etmiş bulunmaktadır. Bunların yaklaşık 10 milyona yakını da doğrudan mülteci konumunda. Bu durum tek kelimeyle bir insanlık trajedisidir."
Malatya Vali Yardımcısı Latif Memiş ise, "Suriye’de yaşanan göç aslında kalıcı olmayan, geçici, insanların istekleri dışında oluştuğu bir göçtür. Şuanda kamplarda yaşayan 280 bin insan var. Bizim ülkemizde 1 Milyon 700 Bin insan bulunuyor. Sivil toplum kuruluşlarımız, bizim insanlarımız onları barındırmaya, sofrasını onlara açmış durumdadır.Fakat, bu insanları çoğu tekrar ülkelerine dönmek istiyor" dedi.