Yıkılan Bina Ve Verdiğimiz Sınav

 

Malatya, 24 Ocak depreminden sonra ikinci kez 'yıkılan bina enkazı' odaklı şok yaşadı.

Aslında yaşanan münferit ve tamamen para hırslı insan eliyle meydana gelen bir olaydı, fakat belleğinde deprem ve yıkılan bina fotoğrafı tazeleğini koruyan bir İl için etkisi çok büyük oldu.

İlk andan itibaren hepimizin yüreği daraldı, evlere matem havası çöktü.

Büyük bir endişe ve korkuyla ilk bilgileri beklemeye koyulduk ekran başında.

Saatler ilerliyor, başta Büyükşehir Belediyesi ekipleri olmak üzere, AFAD ve gönüllü kuruluşlar başarılı bir kriz yönetimi örneği sergiliyordu.

Allah'a şükür her geçen dakika yetkililer ilk ağızdan olaya dair bilgi paylaşımı yaptıkça enkazdan kötü haber çıkmayacağına da kani olmaya başladık.

Olay tatsız bir sonla bitmediğine ve şoku üzerimizden attığımıza göre, hadiseye ilişkin salim kafayla bir iki tespit yapmakta fayda var sanırım...

Bir kere burada tadilat yapılması ve sorumlu belediyenin olaydan haberdar olmaması başlı başına üzerinde durulması gereken bir nokta.

Tabi binanın yaşı ve fiziki durumu da ölümün kıyısından dönülen olayın yaşanmasında önemli bir tetikleyici etken.

Binalarımız eski ve de acilen dönüşeme ihtiyaç var.

Olayın ardından dikkatimi çekti, sizinle de paylaşmak istiyorum...

Üzerinden henüz 24 saat geçmeden, hadisenin şoku atlatılmadan yıkımın yaşandığı yerin 5 metre bitişiğinde bir dükkanın açık olduğu dikkatimi çekti.

Diğer dükkanlar tedbir amaçlı kapalıyken, sadece bir eczanenin açık olması şaşırtıcı olmakla beraber sorumsuzluk örneğinin de ölüme davetiye çıkaran bir fotoğraf karesi gibiydi.

Yıkılan binanın bitişik nizam yapılmış diğer binalara verdiği hasar ortada.

Aynı sıradaki en genç bina 50 yaşında. Devletimiz ya da Büyükşehir'in acilen dönüşüm için binaları boşaltıp, yıkıma başlaması gerektirmektedir.

Buranın yan taraftaki okul için de risk oluşturması, acilen harekete geçmelerini zorunlu kılıyor.

Aksi halde sorumluluğun yükü ve vebali çok büyük olur.